11 Kasım 2011 Cuma

11/11/11 Öhms.

İğrenç bir gün olarak tarihe geçecek benim açımdan. Ve birazda komik, karışık. İlk iki dersimiz fendi. Fencinin sınıf öğretmeni olduğu sınıf Gezenti'nin sınıfı, Gezenti'yle baya iyi anlaşıyorlar ve nasıl oluyorsa bizim beyefendi sınıf başkanı. Fenci aldı derste bunu, iki dersimiz boyunca e-okula not girdi ve beni kesti. Yetmiyor birde ben soruya saçmalarken oda atladı soruya veee benim cevabıma hoca başka bir soruyla karşılık verince bir inceden "Haha" dedi, dalga geçti ama hemen ardından doğru yanıtladım soruyu :D kaldı öyle. Neyse sonra ders matematikti. Mal mal geçti. Öğlen arası onların dersi en üst katta olduğunu bildiğimden, yemek yiyip yukarı çıktım. Pencereden aşağıya bakıyorum falan, geldi bu. "Gelsene," falan dedi kolumdan tuttu. Tutmakta yani, morarıcak sandım. "Gelmiyorum," dedim. Baya ısrar etti. Gitti sonra. Ben bekledim, çünkü geri gelicek atar yaptı gitti ama gelicek geri. Geldi tahmin ettiğim gibi. "Gel ya deli etme beni," dedi. O sırada hocanın teki gelince gitti. Yanımda da bi kız vardı -adı Şeker olsun-. Şeker benden küçük falan, öyle sevgililerin yanında duramuyor yavrum, biz çekinmiyoruz o çekiniyor. Oda gidicek oldu, gel dedim. Sonra bir yerden çağırdılar Şeker'i, gitti. Ben kaldım öyle. Sonra bizim sınıfta bu çocuk var, ben ne zaman Gezenti'yi okulda bulamasam ona söylüyorum iki dakikada buluyo çocuk. Bu mallaştı bişeyler dedi falan. Sinirlendim, kovaladım biraz. Ey allaam, Gezenti'nin sınıfına doğru gidiyor! Birde diyor, "Seninki kızlarla bak, bak!". Sonra kızlar beni kapıdan gördüler. "Pikaçu, Pikaçu gelsene, gel" diye seslendiler. Sonra hep bir ağızdan öküz gibi "PİKAÇU" diye bağırdılar koridor inledi. Bende öfledim, döndüm geri. Tam kapının önündeydim ki Gezenti "GELMİYO İŞTE ÇAĞIRMAYIN ŞUNU!!" dedi, bağırdı.  Bende bunu duyduğum an topuklarımın üstünden döndüm, öyle olsun yüz ifademle sınıfıma yollandım.
Son iki ders sinirli sinirli kitap karaladım. Çıkışta da babam gelmiş hava çok soğuk diye. Gezenti'yle yürürken kornaya bastı, o döndü baktı ve "Baban değil mi o senin?!" diye bir telaşlandı. Bende gittim, "Yeah baba ben hızlı hızlı gitçem annemi falan bekleyemem" diye kıvıraraktan eve gittim. Yolda Gezenti "Son iki ders sinirliymişsin sen, öyle duydum" diyince "Eh, biraz öyleydim. Söylerim sonra" dedim. Şimdi söylemem için ısrar etti falan. "Ya söyliycem sonra," dedim. Şunu demesine acayip sinirlendim, birde önceden buna benzer bir ifadede daha bulundu zaten; sinirlendiğim şey böyle mal olunca söylesem mi söylemesem mi diye çok ikilemde kaldım. Sonra bu bastı gaza, yok öyle bir yürüyüş motor takmış resmen. "İyi böyle yapıcaksan git," dedim bende arkasından.
Dersaneden dönerken bir sokak var, hep ordan geçiyorum bir marketin yanında. Gezenti ve arkadaşıyla karşılaştım. "Nerden geliyosun sen?" diye azarlar gibilerinden söylendi. "Dersaneden!" dedim atarlı atarlı. "İyi görüşürüz," dedi hava zaten soğuk, içim de buz kesti sayesinde. "Görüşürüz," dedim şaşkın şaşkın.
Ayhs, lanet olsun. O öyle tersleyince tam şu (alttaki) yüz ifadesi ve düşünceyle ayaklarımı sürüye sürüye anneanneme gittim.
[Dersanede bir çocuk var 3 yaş büyük ama beni kesiyor olm. Adı Mayk olsun. Bahsedicem sanırım ondan daha fazla.]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder