İlk iki ders fendi. Sıvıların basıncıyla ilgili deney yaparken bir çocuk var -Kurbağa olsun adı-, hocaya yakın bir yerde oturuyordu. Fenci su dolu balonu onun üstüne attı. Zaten atmadan öncede balon deldiğinden çevredekiler sudan nasiplerini aldılar. Çok komikti fen, eğlendik baya fencide genelin aksine pek bir neşeliydi. Sonraki iki ders matematikti, şu öpüp geçen matematik sınavından 93 aldım. Sayısalcı'yla önceden bir kızla dalga geçmiştik 97 alınca Türkçe'den baya bir sevinç gösterisi yaptı diye. Bende o yüzden "93! 93! 93!" diye bağırdım, çaktım falan pek bi haşır neşir olduk.
Öğlen yemekhaneye indim, artık Psycho'da okulda yiyiyor şaşırdım. Her neyse, 5. dersin sonuna doğru MY1 geldi. "2.05te spor salonuna indirin öğrencileri, maç var" dedi. Öğretmende test dağıtmıştı onları çözüyoduk. Bitince aldık çantaları indik aşağı. Yukarı oturalım dedik. Bi' çıktık tribüne, baktım ki Gezenti orda! Gittim onun bi altındaki yere oturdum. Saçlarımı kokladıı. Şaşkın'ın solunda BilekBeri onun solunda da ben vardım. BilekBeri, döndü bana arkasını, boyuna Şaşkın'la konuşuyo. Anında unuttu yani. Çok yapıyor bunu. Sonra bir grup mal geldiler, eski okuldan tanıdığım ikizler, şişe dibi gözlüklü 1010'un arkadaşı olan bir mal ve bi' arkadaşımın eski sevgilisi ordaydı. O şişe dibi gözlüklü dediğim çocuk kokuyo falan bide iğrenç :| onu görünce aklıma 1010 geldi, onun takıldığı ortamlar aşırı uzaktı bana. Dolayısıyla hiç karşılaşmıyoruz. Zaten taşınıcaz falan diyodu, ama kim taşınıcaz dediyse hep kaldığından kalırlar diyordum. Bir flashback oldum. Geçen yıl eski okul falan, hani ölmeden önce hayatın bir şerit gibi gözlerinin önünden geçer diyorlar ya :D aynı öyle oldum. Her şeyi en baştan yaşadım sanki. 1010'a karşı hafif bir şefkat hissettim, çok problemliydi. Sonra nefret etmeye son gaz devam. Onlar oturacak diye bizi yerimizden kaldırdılar, bizde iki sıra yukarıya oturduk. Bir ara kalktılar bende Gezenti'nin arkasına denk gelen yere geçmeye çabaladım, tam geçtim; Gezenti İngilizceciyle Kaçık'ın yanına gitti. Şaşkın yanımdaydı, donuk donuk bakınca sordu n'oldu diye. Söyledim bende, ben gelince gitti diye. Sonra Şaşkın gitti konuştu falan, Gezenti geldi azcık uğraştı benimle. Ve ardından aynen geri gitti.
|
böyle bir arkadaşlık aradığıım. |
İnmeye çalıştık, okul bitmişti artık salmaları lazımdı bizi. Ama şak şakçı lazımmış kaymakam gelicekmiş diye tuttular bizi! Lanet olasıcalar. Gerçi iyi oldu, 20 dakika daha burdasınız diyince bizde gittik ikimiz oturduk boş olan bi yere Şaşkın'la. Konuştuk uzun uzun. "Kaçık bana küstü," dedi. Anlattı. "Herkes ayrı bir tersliyor zaten," dedi "hep iyi niyetimden oluyor böyle." gözleri dolmuştu. Elini tuttum, desteğe ihtiyacı vardı. Oda anlattı.. "Ben iyi niyetli davranıyorum, kolay güveniyorum insanlara." dedi, çok içtendi. Yakın hissedebildiğim bir Şaşkın var böyle, bende ona söyledim "Gezenti olmasa aslında bende okuldaki konuşabileceğim herkesle elimden geldiğince konuşmaya çalışırım. Herkesle bir muhabbetim, bir yaşanmışlığım olsun diye. Öyle 'yok bu çirkin ben onunla arkadaş olmam' tarzı muhabbetlerede girmem. Bir şey olduğunda -şuan ki gibi- herkesin yanında olmaya çalışırım. Seni çok uzun süredir tanımıyorum, ama elimden geldiğince her zaman yanında olmaya çalışacağım bilmeni istiyorum. Hep yanındayım," dedim. Gülümsedi falan. Ben bir ara onlara gidicem onun bana anlatacağı şeyler varmış, benimde ona anlatacaklarım çok.. "Uzun süredir kimseyle konuşmamıştım böyle," dedim ve teşekkür ettim ardından. Şaşkın yakın olmak istediğim nadir insanlardan biri şu okulda. Sonra öğrendik, İngilizceci konu anlatıcakmış okul çıkışı dersleri kaynamış hep o gösteriyle, bu maçla falan. Konularda sınavda çıkacağından anlatıcam dedi, bende Şaşkın'a dedim "Kalalım mı laaaan" onunla elimden geldiğince vakit geçirmeye çalışıyorum. Herkesle öyle. Sonuçta bu son yılımız. Böyle olduktan sonra kimisi memlekete gidiyor, kimisi yatılı okumaya. Belki bir daha asla görüşemeyeceğiz. Unutulacak bu yaşananlar, kaybolup gidecek anılarımız arasında. Ben kimseyi unutmayacağım! Hiç niyetim yok. Çünkü burada ben ne yaşıyorsam o insanlarla paylaşıyorum. Birde benim ilk ve son yılım olunca, telafi etmem gereken bir süreç var ne de olsa (: .. Kaçık'ta ısrar etti "Hadi Şaşkın kaaal" falan dedi. Şaşkın'ı ikna ettik ama arayınca ulaşamadık annesine, açmadı telefonu. "Babanı arasana" dedim "Ne babası yea" dedi. Kaçık durdu durdu, "Ailede hani şu cinsiyeti erkek olan birey" dedi gülüştük falan.
Şaşkın ulaşamayınca kalmak istemedi haberleri yok diye. Sonra bende annemi aradım ama bende ona ulaşamadım. Fakat ben İngilizceci ve Kaçık varken kaçıramazdım böyle bir şeyi. İkiside çok eğlenceliler. İngilizceci bize çok şey katıyor, Kaçık'ta çok komik; hani belki onun Şaşkın'la olduğu gibi olamayız ama olduğu kadar iyi olmak istiyorum. Bunun içinde vakit geçirmek lazım sonuçta. İşte o yüzden ben kaldım. Eğlendikte. Baya güzeldi ders. Ayrıca konuştuğumuz şeyler hakkında da düşündüm. Çıkışta öğretmen bizi eve bırakmayı teklif etti, uzak çünkü pek yakın değil yinede. Millet çıktı, öğretmen masasını toplarken dağıttıkları tişörtlerden birini aldı Kaçık, nasıl yaptıysa tuttu caaaart diye böldü tişörtü. "Ehehe, bez yapıyorum hocam size" dedi. Biraz saçaklı yamuk bir parça kalmıştı. (2 parçasını aldı hoca) Kaçık geçirdi kolunu, o kısmına. Saçak dediğim ip gibi bölündü tişört bende aldım o kısımlarını güle güle garip bi şekilde doladım, ipleri omzunda birleştirdim "Kurdele yapıyım mıııı sanaaa" dedim şirinlik taslayaraktan. Oda "Yap tamam yap" dedi güldü. Sırada bir tane toka vardı koparmışlardı falan. Görmüştüm Kaçık oynuyordu onunla ama yinede sordum elimde tokayla uğraşırken kimin diye, "Benim," dedi. Sonra merdivenlerden inerken "Al," diyerek uzattım ama "Sende kalsın." dedi.
Sonracımaa. Satıcı, ben, 2 kız, Kaçık ve kardeşiyle birlikte İngilizcecinin arabaya doluştuk. -Hiç güzel olmadı 7 kişi- Kızlardan biriyle Kaçık atışıp durdular. Satıcıyı marketin oraya attık dersaneye gideceği için, o 2 kızı bıraktık. Kaçık'la kardeşi önde kucak kucağa gibiydiler. O atıştığı kız "Kaçıkla kardeşi hiç bu kadar yakın olmamışlardı" dedi güldük hepimiz buna tabii. :D İngilizceci şarkı açtı arabada, eğlendim ya. Bu geçirilen her an değerli ve güzeldi. Mutluyum, çünkü Şaşkın'la artık eskisinden çok daha yakınız. Kaçık ve Adaş'la muhabbetim az da olsa var. (+bir kaç kişile daha bugün yeni yeni konuşmaya başladım) Her şey yoluna giriyor! Ama Gezenti'yle kötü. Çıkıyoruz, ama mesafe çok aramızda şimdi. Çıkarken özletiyor öyle yani. Ama seviyorum da. Eski sevgilisine bişeyler demiş, ama bu başka yazının konusu olsun. Bu kışın çiçek açan bir yazı! Mutlu, ilkbahar gibi yağmurlu ve alabildiğine güneş var ardında! Yalnızlığın ve sıkıntının bittiği bir yazı. Öpüldünüz x